ERTELEME HASTALIĞININ BİR NUMARALI ÇÖZÜM YOLU
Erteleme Hastalığı İçin Bir Numaralı Çözüm Yolu
Ağır bir yükün altına giren bir kişinin bu yükü bir yere taşıdığını düşünün. Bu kişi sizce yükü taşırken mi daha çok yorulur, yoksa yükü omuzuna alıp dururken mi daha çok yorulur. Şüphesiz omuzunda yük olduğu halde duran bir kişi daha çok yorulur. Ne dersiniz? Yükün giderek daha da ağırlaştığını hissetmeye başlar. Yük taşıyan kimse ne zaman dursa hemen yükü bir kenara atıp dinlenmek ister. Kişi yükü taşıyorsa ve götüreceği yere doğru ilerliyorsa problem yok demektir.
Yapması gereken işleri erteleyen bir kişinin durumu, aynen yükün altında sürekli duran, durdukça da yükün giderek daha da ağırlaştığını, mesafenin daha da arttığını hisseden adama benzer. Yükün altında bekledikçe yapılacak iş de daha antipatik ve nahoş hale gelmektedir. Yükün taşınması erteleniyordur ama o yük onu giderek daha da fazla ezmeye devam ediyordur.
Genellikle bizi ezen yapılacak işin değil, yapılacak olan işin ne kadar zor olduğunu düşünmek ve hiçbirşey yapmadan aynı şeyi düşünmeye devam etmektir. Bu durum yapılacak işin giderek gözümüzde daha da büyümesine sebep olur.
Yapmanız gereken bir işi erteledikçe yapılacak işin giderek gözünüzde daha da büyüdüğünü hiç hissettiniz mi? Erteleme süreniz uzadıkça “Hadi şunu yapmaya başlayayım” demenin de giderek zorlaştığını hiç yaşadınız mı?
Oysa, yapılması gereken işi hemen yapmaya başlayan kişi, ertelemekten dolayı yaşadığı ekstra hüsran, mutsuzluk ve stresin büyük bir kısmından kısa sürede kurtulabilir.
Bu makaleyi yazarken erteleme hastalığı hakkında söylenen güzel sözlere şöyle bir göz attım. En hoşuma giden söz Christopher Parker’ınkiydi. Parker aynen şöyle diyor:
“Yapılacak işleri ertelemek kredi kartına benzer. Kredi kartı borcunun ne olduğunu görünceye kadar herşey çok eğlenceli gibi görünür.”
Erteledikçe bekleyen işlerin çoğalması bazen kişiyi tamamen umutsuzluğa sevkeder. Hiçbir çaresinin kalmadığını düşünmeye başlar. Bu durumda yapılması gereken durumun ne kadar vahim olduğunu düşünmek değil, bekleyen işlerden en önemlisinin hangisi olduğuna hemen karar vermek ve onunla işe başlamaktır.Sadece işe başlamak bile sizi daha iyi hissettirecektir. Ayrıca işi yapmaya başlayınca işin hiç de düşündüğünüz kadar zor olmadığını görebilirsiniz. Yapılacak işlerin çokluğunu düşünmeden sadece yapın. Ama mutlaka yapın. Yani sadece çalışkan olun. Bir süre sonra bekleyen işlerin bir bir tamamlandığını ve bittiğini göreceksiniz.
Erteleyen kişiyi ezen ve psikolojisini bozan şey işin kendisi değil, işin ne kadar zor olduğunu düşünmek ve bunun sonucu olarak yapması gereken işleri ertelemesidir. Şüphesiz ertelemenin ve bunun sonucu yapılacak işlerin artması ekstra zihinsel endişe ve yüklere de sebep olmaktadır. Bu durumu erteleme hastalığı ile ilgili şu güzel söz çok iyi anlatmaktadır:
“Erteleme kolay şeyleri zor hale, zor olan şeyleri de çok daha zor hale getirir. – Mason Cooley”
Lao Tzu’nun söylediği gibi, en uzun yolculuklar bile küçük bir adımla başlamaktadır. Ayrıca “Bir işe başlamak bitirmenin yarısıdır” atasözünü de aklınızdan çıkarmayınız. İşin püf noktası işe başlamakta yatmaktadır. Ayrıca her bir işi veya projeyi bitirmek insana mutluluk vermesinin yanında kişinin özgüvenini de artırmaktadır.
Unutmayın çalışmadan ve zorlanmadan hiçbir başarı ve ödül yoktur. Yapmanız gerek hedefleriniz doğrultusunda zorlansanız da harekete geçmek ve gerekenleri adım adım yapmaktır. Bu söylediklerimden emin değilseniz ve ertelediğiniz işlere başlamak için biraz motivasyona ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız, aşağıda sizler için hazırlamış olduğum “Sihirli Çakıl Taşları” adlı kısa kişisel gelişim ve motivasyon videosunu izlemenizi tavsiye ediyorum. Önce bu video filmi izleyin, sonra da ertelediğiniz işlerinizden en önemlisi hangisi ise, onu yapmak için ilk adımınızı atınız.
Başarı dileklerimle…
Melik Duyar
Dünya Hafıza Şampiyonu
Dünya Hafıza Olimpiyatları Başkanı